O Hikayedeki Mal Benim
Engin Günaydın'ın oyun afişlerini gördüğümde önce şaşırmıştım . Kalkıp ne diye turnesine Trabzon'u da alsın ki diye düşündüğüm sırada kendimi bilet alırken buldum.. AKM'nin daracık koltuklarında , rahatsız bir şekilde tamamiyle naturel bir Engin Günaydın izledim ..
O hikayedeki mal benim... İzlerken gerçekten hissettiğiniz bu . Anlattıkları öyle hayattan öyle tanıdık ki gerçekten bende malım diyesi geliyor insanın .. Kara Murat hikayesine dönerdi gerçi olay .... İnsanı rahatsız eden o ilk dakikalar .. Seyirci gülmeye gelmiş, motive etmiş kendini.. Engin Günaydın da öyleydi fakat birtürlü kurulamayan iletişim (bunda en büyük pay trabzon da tiyatroya rağbet olmaması ) seyirci nerde alkışlayacağını bilmiyor ; karşımızdaki insan anlam veremiyor.. Birkaç kez sadece alkışlayan kişi konumuna düşmekte ayrı bir rezillik zaten .. Neyse ki 2. bölümde herkes rahatladı ve oyun 2 taraf içinde keyif verici oldu .. tabii final kısmında kapanış sözleri söylendiğinde herkesin 'o hikayedeki mal' gibi reaksiyon göstermemesi , Engin Günaydın'ın alkış beklerken ordan birinin 'kardeşim bağla işte konuyu biyere !' demesi ne durumda olduğumuzun finalde özetiydi ...